OECD’NİN 2017 RAPORUNA GÖRE TÜRKİYE'NİN İŞ VERİMLİLİĞİ

OECD’nin 2017 Raporuna Göre Türkiye’nin İş Verimliliği

18 Şubat 2019

Uzun saatler boyunca çalışmak beraberinde iş verimliliğini de getiriyor mu?

OECD-2017

 

İş hayatı ile özel hayat arasında iyi bir denge kurabilmek, çalışanların hem fiziksel hem de ruhsal olarak sağlıklı kalabilmeleri adına büyük önem taşıyor. Sürekli uzun çalışma saatlerine maruz kalmak, neden olduğu yüksek stres seviyelerinden dolayı ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirebiliyor, hatta kimi zaman insanları intihara bile sürüklüyor. Japonca’da ‘fazla çalışmaktan kaynaklanan ölüm’ anlamına gelen ‘karoshi’ diye bir kelime bile bulunuyor.

Peki bu kadar önemli bir konu olan iş-yaşam dengesi, işeverenler ve çalışanlarca ne kadar korunabiliyor? Sorulması gereken ikinci önemli soru ise şu, uzun saatler boyunca çalışmak yüksek bir iş verimliliği anlamına mı geliyor?

Aslına bakarsanız ülkelerin farklı çalışma kültürleri ve sosyo-ekonomik faktörler, işverenlerin çalışanlarından beklediği çalışma sürelerini değiştirebiliyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayınladığı bir rapor işte tam olarak bunun altını çiziyor.

Farklı çalışma kültürlerinin ülkelerin ortalama çalışma süreleri arasında ne kadar büyük farklara yol açabileceğine ışık tutan bu raporda, 2017 yılının verilerine baktığımızda bazı ülkelerde çalışanların haftada 40 saat olan standart çalışma süresinin üzerine çıktığını görebiliyoruz.

Uzun çalışma saatleri dendiğinde aslında akla ilk Asya ülkeleri gelse de listenin ilk sırasında haftada 47,7 saatlik çalışma süresiyle Türkiye ve Kolombiya yer alıyor. Türkiye’yi Meksika ve Kosta Rika izliyor.

 

OECD-2017-

 

İş Verimliliği İle Çalışma Saatleri Doğru Orantılı Mı?

Peki ortalama bir Türk çalışan haftada neredeyse 50 saat çalışırken, bu uzun çalışma süresinin iş verimliliğine nasıl bir katkısı oluyor? Çalışılan saatler ile üretkenlik birbiriyle doğru orantılı diyebilir miyiz?

 

Cevap ne yazık ki ‘hayır’. Bir başka OECD raporu bu sorulara dikkat çekici cevaplar veriyor. Çalışma verimliliğini ölçmenin en iyi yöntemi gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) bakmaktan geçiyor. Ülkede belli bir süre zarfında üretilen bütün malların ve hizmetlerin parasal değeri olan GSYİH, işgücü ve diğer üretim faktörlerinin birlikte, üretkenliği ne kadar etkilediğini gösteriyor.

OECD’nin ‘Kişi başı GSYİH oranı ve verimlilikraporunun 2017 yılına ait sonuçlarına baktığımızda ise çalışma saatlerinin uzunluğu ile verimliliğin birbiriyle hiçbir şekilde bağlantılı olmadığını görebiliyoruz.

üretkenlik-düzeyi

Bir önceki listenin birincisi Türkiye’yi ele alarak başlayalım. Türkiye’de çalışanın bir saatlik GSYİH değeri 24,9 dolar iken, ABD, Birleşik Krallık ya da İsviçre gibi haftada 40 saatten daha az çalışılan ülkelerdeki çalışanların bir saatinin değeri Türklerinkinden yaklaşık iki kat daha fazla.

Haftalık ortalama çalışma saatinin 45,2 olduğu Meksika’da bir çalışanın saati 17.1 dolar ederken, haftalık çalışma saatinin 34,9 olduğu İrlanda’da ise çalışanların saati 66.3 dolar ediyor.

Başka bir örnek vermek gerekirse, OECD üyesi ülkeler arasında en kısa çalışma süresine sahip olan Hollanda’daki bir çalışanın verimlilik oranı Türkiye’deki bir çalışandan %48 daha fazla.

Bu sayıların kanıtladığı durum çok açık: uzun çalışma saatlerinin iş verimliliğine hiçbir katkısı yok. Üstelik sebep olduğu problemler, çalışanların hayat kalitesini düşürerek aynı zamanda iş verimliliğini de düşürmüş oluyor ve hem işverenleri hem de çalışanları bir kısır döngüye sürüklüyor.

İşte bu yüzden, işverenlerin üzerinde durması gereken en önemli nokta, iş yerindeki verimi nasıl artıracaklarına dair yöntemler bulmak olmalı. Böylece hem üretkenlik seviyesi hem de hayat kalitesi yükselecek ve daha kısa sürelerde daha büyük değerler taşıyan işlere imza atılabilecek.

 

 

 

Soru ve Yorumlar

Makale hakkındaki soru ve görüşlerinizi duymaktan memnuniyet duyacağız. info@stratejico.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.  

Hakkımızda

StratejiCo. 1987 yılından beri uluslararası firmalara ve kamu kurumlarına araştırma, analiz, stratejik yönlendirme, itibar yönetimi, kriz yönetimi, kurumsal değerler ve ilişkiler, organizasyonel dönüşüm ve çevik yapı yönetimi, çalışan ve sendika ilişkileri, hükümetle ilişkiler ve topluluk bağlılığı ve katılımı alanlarında hizmet sunan iletişim ve ilişki yönetimi konularında uzmanlaşmış bağımsız bir stratejik danışmanlık firmasıdır.

Yasal Uyarı

Bu rapor StratejiCo. tarafından, kamuya açık kaynaklardan toplanan bilgilere dayanarak hazırlanmıştır. Bu raporda ortaya konan görüş ve öneriler StratejiCo.’nun resmi görüşünü yansıtmamaktadır. Bu içeriğin amacı okuyucularımıza kendi işleriyle ilgili farklı bakış açıları sunmaktır. StratejiCo. burada sağlanan bilgilere dayanarak alınan kararlardan sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2019 Bütün hakları saklıdır. 

Hizmetlere Göre Filtre
İçgörü ve Bilgi Yönetimi
Paydaş İlişkileri Yönetimi
Organizasyonel Gelişim
Başa Dön